Ağızda yara çıkması, konuşma ve yeme zorluğunu beraberinde getirdiği için, kişinin hayat kalitesini kısa süreli de olsa bozan bir durumdur.
Çoğunlukla dudak etrafında, bazen de diş etlerinde ya da sert damakta ortaya çıkan, içi sıvı dolu küçük baloncuk şeklinde lezyonlardır. Uçuk oldukça ağrılıdır, lezyonlar ortaya çıkmadan 1-2 gün önce ağrı ilk bulgu olabilir. Uçuk ortaya çıktıktan sonra saatler içinde patlar ve üzeri kabuklanır. 7-10 gün içinde de kaybolur.
Herpes Simplex adı verilen uçuk virüsü kişiye bir kez bulaşınca, lezyonlar kaybolduktan sonra vücutta zararsız bir şekilde yuvalanır ve stres, ateş, travma, hormonal değişiklikler ile güneşe yoğun maruz kalma gibi bir uyaranla aktive olup tekrar aynı yerde ortaya çıkar.
Baloncukların patlayıp kabukların düşüp yaranın tamamen iyileşmesine kadarki dönemde oldukça bulaşıcıdır. Uçuğu olan bir kişinin kullandığı eşyalardan veya direkt temasla (öpmekle vb.), uçuk yarasını kaşıyan kişinin ellerinden kendisinin / bir başkasının gözüne, dudağına, oral kavite ve genital bölgesine bulaşabilir. Bulaşıcı olduğu için uçuğa dokunulmaması gerekir.
Tedavisinde %5 asiklovir içeren yağlı bir virüs öldürücü pomat / krem kullanılarak yaranın koruyucu bir bariyerle kaplanması hedeflenir. Vücuttan tamamen yok etmeye yönelik halen geçerli bir tedavi yöntemi bulunamamıştır, buna yönelik çalışmalar devam etmektedir.
Ufak, kırmızı ya da beyaz renkli, fazla derin olmayan ülser şeklindeki yaralardır. Genellikle dilde, yumuşak damakta, dudak ya da yanak içinde ortaya çıkarlar. Dişetlerinde ya da sert damakta pek görülmezler. Oldukça ağrılıdırlar ve iyileşmesi 5-10 gün sürer.
Genellikle kişinin bağışıklık sisteminde zayıflama yaratan stres (kadınlarda adet dönemi gibi), travma (sert yiyecekler, yanak ve dudağın ısırılması, diş fırçalama işleminin sert yapılması vb.), irritasyon (domates, portakal, mandalina, limon gibi asitli meyve sebzeler ile bazı fındık türleri, tuzlu ve baharatlı çerezler), kansızlık (demir eksikliği) veya vitamin eksikliği (B1, B6, B12 vitamini) gibi durumlarda karşımıza çıkar. Bazı sistemik hastalıklarda, örneğin Behçet Hastalığı'nda, vücuttaki diğer belirtilerle birlikte ağız içinde aft oluşumu gözlenmektedir.
Hayır, çünkü nedeni mikrobik değildir. Bu nedenle de bulaşıcı değildir.
Tedavide ana hedefler kişinin ağrısını azaltmak ve yaranın iltihaplanmasını önlemektir. Bunun için iyileşme gerçekleşene kadar günde 3 kez diş fırçalama sonrası antiseptik ağız gargarası yapılması ve yara ulaşılabilir yerde ise triamsinolon içeren bir ağız pomadı ile yarayı kapatmak gerekir.
Yara 2 hafta olmasına rağmen geçmediyse veya tekrarlıyorsa bir diş hekimine başvurmak gerekir. Düzenli sigara-alkol kullanan, kemoterapi ya da radyoterapi alan, kemik iliği ya da organ nakli yapılan ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerin düzenli ağız-boğaz kontrolü yaptırmaları gerekir.
Diş hekiminiz ayrıntılı bir ağız içi muayenesi sonrasında şüpheli bir yara gördüğünde, oradan biopsi alabilir ve patolojik incelemeye gönderebilir.
Yanakların iç kısmında, diş etlerinde ya da dilde yerleşen, kalın, beyazımsı renkte kabarık lezyonlardır. Genellikle sigara kullanıcılarında görülür, o bölgelerde fazla doku üretilmesine bağlıdır. Ayrıca artık ağıza uymayan eskimiş damak protezlerinin baskı yaptığı yerlerde ya da yanak iç kısmını çiğneme alışkanlığı olan kişilerde de görülebilmektedir. Zamanla kansere dönüşebilir.
Pamukçuk da denilen bir tür mantar enfeksiyonudur. Genellikle damak protezi takanlarda, bebeklerde, yaşlılarda ya da sistemik bir sağlık sorunu olup bağışıklığı düşük olan kişilerde karşımıza çıkar. Ağız kuruluğu olan kişilerde ağızda mantar gelişme riski yüksektir. Antibiyotik tedavisi sonrası, ağız içi florasının değişmesine bağlı olarak da gelişebilir.
Tat tomurcuklarının uzamasına bağlıdır. Ağız hjyeninin bozuk olması, kronik oral irritasyon ve sigara kaynaklı olabilir.
Sert damağın orta kısmında sert kemiksi bir çıkıntı oluşmasıdır. Genellikle 30 yaş üstü kadınlarda görülür ve nadiren tedavi gerektirir. Uzun yıllar boyunca diş gıcırdatanlarda daha sıktır. Damak protezi gerektiğinde, protezin ağız içine uyumu için çıkarılabilir.
Ağızda beyaz ya da kırmızı bir kabarıklık şeklinde ya da ufak bir ülser şeklinde ortaya çıkarlar. Dudak dışında, dil ve sert damakta en sık görülürler. Boyunda ya da ağız içinde şişlik, yutma güçlüğü ya da ağrılı yutma, uzun süren ses boğukluğu ya da ağız/yüz bölgesinde uyuşukluk diğer bulguları olabilir. Sigara vb. tütün maddelerini içenlerde ve tütün çiğneyenlerde daha çok görülür. Kesin tanısı biopsi ile konur.