1- Süt diş lenme dönemi: Okul öncesi yıllarda parmak emme, dudak yeme, ağıza yabancı cisim sokma gibi alışkanlıklara bağlı olarak ortaya çıkan sorunların mümkün olduğu kadar azaltılmasına yönelik uygulamalardır. Bu alışkanlıklar süt diş lenme döneminde ortadan kaldırılırsa iskelet yapıda kalıcı bir bozukluk oluşmadan iyileşme sağlanır. Bunun için de birtakım ağız içi veya ağız dışı aygıtlardan yararlanılır.
2- Karışık diş lenme dönemi: İlkokul çağı çocuklarını kapsar, ağızda hem daimi hem de süt diş lerinin bulunduğu dönemdir. Bu dönemde zamanından önce veya sonra süt diş lerinin kaybedilmesi, alttan gelen daimi diş lere rehberlik edememesi sonucunda bir takım yer darlığı problemleri oluşabilir. Oluşan çapraşıklığın (çarpıklığın) giderilmesi ortodontinin ilgi alanına girer. Yine bu dönemde başlayıp ergenlik çağının sonuna kadar devam eden çeneler arası uyumsuzlukların giderilmesi de ortodontinin konusudur.
3- Daimi diş lenme dönemi: Diş dizilerindeki bozukluklar diş çekimi yapılarak veya yapılmadan sabit ya da hareketli aygıtlarla düzeltilebilir.
Süt diş lerinin ağıza çıkıp çiğneme fonksiyonuna girdiği 2.yaştan itibaren çocuklar diş hekimine kontrole götürülmelidir. Diş hekimi çocugun çene-yüz gelişimini ve diş lerin sağlığının yanı sıra, konumlarını çok yönlü değerlendirir. Olası sorunları önceden görmek ve önlem almak koruyucu hekimliğin olmazsa olmazıdır.
Çocuklarda iskeletsel sorunlara erken yaşlarda müdahale etmek gerekir. Süt diş leri arasında bulunan boşluklar, doğal gelişim göstergesidir. Erişkinlerin diş lerindeki gibi sıkı temaslar, ileride meydana gelebilecek yer darlığı ve dolayısıyla diş lerde çapraşıklığın (çarpıklığın) göstergesi olabilir. Daimi diş ler 6-7 yaşlarında sürmeye başlarlar ancak 8-12 yaşları arasında, süt azı diş leri değişene dek pek fazla problem gözlenmez. Ancak süt diş lerinin tümü, daimileriyle yer değiştirinceye kadar yerinde tutulmalıdır.
Bu nedenle süt diş lerindeki çürükler erkenden tedavi edilmelidir. Süt diş inin çekilmesi gerekiyorsa, çekilenin yerini tutacak yertutucu dediğimiz protezlerin yapılması ileride ortodonti tedavisine ihtiyaç duyulmasını önler.
1. Beslenme Bozuklukları: Yeterli beslenemeyen kişilerde, çene ve yüz yapısında hacimsel küçülme meydana gelebilir ve normal hacimdeki diş ler küçük çenelerde gerekli yeri bulamayacakları için çapraşıklıklar, rotasyonlar (dönme), hatta gömüklük olguları görülebilir.
2. Ağızdan Nefes Alma: Bademciklerde kronik iltihaplar ve benzeri nedenler,uzun süre devam ederse bademcikler aşırı derecede büyüyebilir. Bu durumda solunum yolları daralır ve nefes alma güçlüğü meydana gelir. Bu güçlüğü yenebilmek ve o bölgedeki hava geçiş yolunu genişletebilmek amacıyla çocuk alt çenesini ve buna bağlı olarak dilini öne alma zorunluluğu duyar. Bu durum, uzun süre devam edecek olursa alt çenenin öne doğru konumu yerleşir. Dil ön diş ler arasına girer ve diş lerin sürmelerine engel olursa açık kapanış meydana gelir. Hasta burundan nefes alamıyor ise ,üst çenenin büyüme potansiyeli üzerinde negatif etki oluşabilir.
3. Yanlış yutkunma: Bazı çocuklarda yutkunma anında çocuk dilini ön diş lerinin arasına sıkıştırır. Bu da ön diş lere istemsiz fazladan kuvvet vermek, yani diş leri devamli ittirmek demektir. Sonrasında diş ve damak gelişimi istenmeyen şekilde gelişir. Çoğu zaman ailelerin, hatta bazen hekimlerin de gözden kaçırdığı bir durumdur.
4. Parmak Emme: Yeni doğmuş bir bebekte oldukça gelişmiş bir emme mekanizması vardır. Emme içgüdüsü tatmin edilmemiş bir bebek, bu ihtiyacını gidermek için bazı alışkanlıklar edinir. Anne sütü ile 9-18 ay beslenen çocuklarda çoğunlukla bu alışkanlık görülmez. Yapılan araştırmalar parmak emmenin yaşamın ilk birkaç haftasında açlığa bağlı olarak geliştiğini göstermiştir. Dişlerin sürmeye başladığı dönemde bölgesel tahrişlerden doğan ağrı, parmak emme yoluyla giderilebileceğinden bu alışkanlığın diş lenmeye yardımcı olduğu düşünülebilir.
Parmak emme alışkanlığının tedavisi için kesin bir yaş söylenemez. Uygun zaman ayarlanması her çocuk için ayrı ayrıdır. Alışkanlığın derecesi, çocuğun geçmişi zamanın ayarlanmasını etkiler. Genel olarak parmak emme 3.5 yaşından sonra da devam ederse tedaviye başlanmalıdır. Bu alışkanlığı devam ettiren çocukta, emilen parmağa ve sayısına göre etki alanında bulunan alt ve üst diş lerde yer değiştirmeler ve iskeletsel kapanış bozuklukları görülebilir.
5. Yalancı Emzik: Fizyolojik özellikleri olan bir emziğin 1.5 yaşına kadar emilmesi zararlı değildir. Hatta çocuğun parmak emme gibi kötü bir alışkanlık edinmesini önleme yönünden faydalıdır. Yalancı emzikler devamlı olarak kullanıldıkları zaman, etki alanları içindeki dokulara uzun süreli etki yapacağı için o bölgelerde düzensizlik ve çeşitli kapanış bozukluklarına sebep olabilmektedir.
6. Yatış Şekli: Yatma şekli, genellikle alt çenenin yatma sırasındaki pozisyonunu belirler. Bu da bize alt çenenin ortalama günde 8 saat hangi konumda olduğu hakkında işaret verir. Örneğin, yüz üstü yatan bir çocuk ile sırt üstü yatan bir çocukta alt çenenin konumu farklıdır. Ayrıca çocuğun yatarken çene altına elini koyarak uyuması çenede eklem kaymalarına da yol açabilir.
7. Kötü alışkanlıklar: Diş sıkmak, tırnak yemek, kalem ısırmak, dudak ısırmak vb.
8. Dişeti problemleri: Diş etrafındaki dokuların enfeksiyonları ve kemik kayıpları diş in desteğini azattığı için diş ler istenmeyen konumlara gelebilir.
9. Süt diş lerinin erken kaybı: Daimi diş lere rehberlik görevi yapan süt diş leri erken kaybedilirse yerlerine gelecek olanlar gömülü kalabilir veya farklı yerlerden ağıza sürebilir.
10. Yirmi yaş dişleri: Öndeki dişleri sıkıştırmasına bağlı düzensizlikler olabilir.
11. Daimi diş kaybı: Eksilen diş in boşluğuna kayan komşu diş ler düzensizlikler yapabilir.
12. Hormonal düzensizlikler, sistemik hastalıklar: Diş ve çevre dokularının sağlığını bozmak suretiyle düzensizliklere zemin hazırlayabilir.
13. Genetik olarak yatkınlık: Diğer aile bireylerinde ortodontik sorunlar varsa çocukta da olma ihtimali artar.
İskelet bozukluğundan kaynaklanan sorunlarda tedaviler çocuklarda kemik gelişimi tamamlanmadan yapılmalıdır. Kemik gelişimi tamamlanmış yetişkin bireylerde tedavi için ortodonti ayrıca cerrahi yöntemlerden yardım almak zorundadır. (Ortognatik Tedavi)
Dişlerin konumlarından kaynaklanan sorunlarda tedaviler çocuk/yetişkin farketmeden her yaşta yapılabilir. Tedavide esas olan, istenilen ideal konuma gelinceye kadar diş lerin kemik içinde hareket ettirilmesidir. Dolayısıyla bu tedavide çocuk hastalarda tedavi süresi yetişkinlere nazaran daha kısa olabilmektedir.
Evet. Gelişen teknoloji, çocukken yapılamayan ortodontik tedaviyi yetişkinlikte mümkün kılmakta; kendi düzgün diş leri ile gülümsemesi kişileri daha mutlu etmektedir. Aslında diş leri ilgilendiren tedaviler hemen her yaşta yapılabilir; yeter ki diş ler ve çevre dokuları (periyodonsiyum) sağlıklı olsun. Fakat çene kemiklerini ilgilendiren sorunlar ileri yaşlarda ancak ameliyatla düzeltilir.
Çenelerin yüze veya birbirine göre bozulan ilişkilerini özel araçlarla düzeltmeyi amaç edinen bir ortodonti alanıdır. Mesela alt çenenin ileri konumlanması (prognatizm), alt çenenin geride olması veya üst ileri itim küçük yaşlarda “ortopedik tedavi” ile düzeltilebilir. Sadece diş lerin düzeltilmesi ise “ortodontik tedavi” ile elde edilir; fakat çoğu zaman ortopedik tedavi ve ortodontik tedavi birlikte yürütülür.
Çenelerin yüze veya birbirine göre bozulan ilişkilerini özel araçlarla düzeltmeyi amaç edinen bir ortodonti alanıdır. Mesela alt çenenin ileri konumlanması (prognatizm), alt çenenin geride olması veya üst ileri itim küçük yaşlarda “ortopedik tedavi” ile düzeltilebilir. Sadece diş lerin düzeltilmesi ise “ortodontik tedavi” ile elde edilir; fakat çoğu zaman ortopedik tedavi ve ortodontik tedavi birlikte yürütülür.
Ortodontik veya ortopedik tedavi ile diş lerin düzgün sıralanması gerçekleştirilebilir. Çeneler arası ilişkiler de bir sınıra kadar düzeltilebilir. Fakat bazı vakalarda ortodontik tedavi yetersiz kalır. Böyle durumlarda bir çene-yüz cerrahı ile ortodontist birlikte çalışarak ağır bir vakayı cerrahi metotla düzeltebilir. Çok kısa sürede elde edilen estetik sonuç başarılı olmakta ve günümüzde ortognatik cerrahi tedavi gittikçe yaygınlaşmaktadır.
Diş üzerine yay, tel veya özel lastiklerle bir kuvvet uygulanırsa kuvvetin yönünde bir hareket oluşur. Hareket eden diş in önünde geçici bir süre için kemik dokusu yıkımı olur, hareketin aksi yönde ise yeni kemik dokusu yapılır. Böylece yeni yerlerini alan diş ler, yeni bir kemik yuvasına da otururlar.
Ortodontik tedavi yaklaşık 2 yıl sürer. Dişler düzeldikten hemen sonra etrafındaki yapılar (periodonsiyum) diş lerin yeni konumuna uyum sağlayamamıştır. Ayrıca kemik dokusu olgunlaşmamıştır. Bu nedenle apareyler çıkarılırsa diş ler eski yerlerine dönebilirler. Bunu önlemek için düzelmiş diş leri yapılacak başka aygıtlarla yerlerinde pekiştirmek gerekir. Tedavinin bu son aşamasına pekiştirme tedavisi denir. Bu dönemde de çocukların diş lerine gereken özeni göstermesi şarttır.
Günümüzde daha az fark edilen malzemelerle ortodontik tedavinin en çekinilen özelliği olan tel görünümünden kurtulmak mümkün olabilmektedir. Dişin üst yüzlerine yapıştırılan apareyler metal renginde, beyaz, şeffaf veya diş renginde olabilirler. Hatta bazı durumlarda diş in görünmeyen arka kısımlarına da uygulanabilirler.Ortodonti