Kök kanal tedavisi hem hekim hem de hasta açısından sabır ve özveri gerektiren bir tedavidir.
Kanal tedavisi dişi çekmemek için son şanstır.
Pulpa (sinir, kan, lenf damarlarını içeren dişin içindeki yumuşak doku), kendini tamir edemeyecek derecede hasar gördüğünde ölür. Genellikle buna, kırık diş lerdeki veya derin çürüklerdeki bakteriler sebep olur. Ölü pulpa dokusunda üreyen bakteriler dişin içinde iltihaba yol açar. Hasar görmüş veya hastalanmış pulpa çıkarılmazsa diş ve çevresindeki dokular enfeksiyona (apse) maruz kalır ve sonunda diş tamamen kaybedilir.
Kanal tedavisinde amaç, hiç değilse dişin sert dokularını koruyarak ağızda kalmasını sağlamaktır. Böylelikle çevre dokuları (kemik vs.) korunmuş olur, çiğneme ve estetik sorunlar da daha baştan önlenir. İleride kanal tedavili dişlerde renklenme olsa bile devital beyazlatma işlemi ile doğal rengine kavuşturulabilir.
Anestezi maddeleri sayesinde hastalar tedavi sırasında ağrı hissetmezler. Tedavi sonrası birkaç gün hassasiyet veya ağrı olabilir. Bütün bu şikayetler basit ağrı kesicilerle ortadan kalkar.
Kanal tedavisinin süresi genellikle dişin durumuna bağlıdır. Dişinizdeki ağrı ve iltihap belirtileri geçene kadar pansuman yapılması gerekebilir. Bu da bir kaç seans sürebilir.
Çok seanslı kanal tedavilerinde en önemli ve dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da randevuların sıklığıdır. Hastalar mutlaka randevularına sadık kalmalı ve randevu sıklığı diş hekiminin önerdiği şekilde olmalıdır.
Yapılan araştırmalara göre kanal tedavisinin başarısı % 98 'dir.
Eğer diş tekrar enfekte olmazsa ve çürümesini önleyici tedbirler alınırsa, ömür boyu bu dolgu kullanılabilir. Düzenli diş hekimi kontrollerinizde enfeksiyonun başlangıcını yakalayabilirsiniz. Kanal tedavili dişler artık ölü olduğu için kendini içerden besleme ve tamir etme özellikleri yoktur. Dolayısıyla yıllar sonra kırılgan hale gelebilirler, çiğneme basıncına dayanamayacağı düşünülen kanal tedavili dişlere kuron kaplama yapmak dişin ömrünü uzatabilir.